Mehmet Bilecen
Bilge Karasu’nun masalından uyarlanan Usta Beni Öldürsene, korkunun, zamanın ve iktidarın kıskacında ip cambazlarının yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide verdiği mücadeleyi anlatıyor.
Bilge Karasu’nun aynı adlı masalından 1997 yılında Barış Pirhasan tarafından sinemaya uyarlanan Usta Beni Öldürsene, İkinci Dünya Savaşı arifesinde, sıkı yönetim ilan edilen bir ülkede mahsur kalan sirkte geçen olayları konu almaktadır. Film, sıkıyönetim ilanının gerekçesini anlatan bildirinin okunmasıyla başlamaktadır. Filmin ana karakterleri, Abib adındaki usta ile İshak adındaki, ona çıraklık eden ip cambazlarıdır. Onlar da tıpkı bulundukları ülkedeki insanlar gibi ölümle yaşam arasındaki ince çizginin başka bir görünümü olan ip üzerinde yürüyerek, para kazanmaya çalışırlar. İshak, ip üstünde yürürken, yürümeyi öğrenmeye başladığı andaki çocukluk hatırası gözünde canlanır. Ustası bu durumu tahmin edebildiği için ona, anılara ve rüyalara yer olmadığını söyler. İshak, ustasına, onu annesi gibi sevdiğini söyleyen, aynı sirkte çalışan deniz kızını, denize kavuşturmak isteyen, ustasının ona verdiği parayı istemeyen, büyüklerin dünyasına ve düzene uymayan bir karakterdir. Bu yüzden, onun gibi bir karakterin, cambaz olduğu andan itibaren, korkuya güdümlü hareket etmek zorunda bırakıldığı için bu işe başladığı andan itibaren ölüme mahkum edildiğini söyelebiliriz.
Usta Beni Öldürsene, film afişi, wikipedi common
Bu bakımdan Satürn’ün çocuklarından biri gibidir İshak. Satürn, onu cambaz olmaya başladığı anda yemiştir. Çünkü zaman tanrısı / zamanın tanrısı, korkunun motivasyonunda, hafızaya, hayal ve rüyalara alan açmayan yolu / yaşamı / ipi uygun görür çocuklarına. Aksi halde otoriteleri, iktidarları sarsılacak ya da yok edilecektir. Satürn’ün çocuklarından biri gibi olan diğer karakter ise isyancıların kurşuna dizilme anında, kimseyi öldürmek istemediği için kaçıp sirke sığınarak, palyaçoluk yapmaya başlayan bir askerdir. Filmin sonuna doğru Albay tarafından fark edilecek ve öldürülecektir. Francisco Goya’nın Çocuklarını Yiyen Satürn tablosundaki Satürn’e benzemektedir Albay. Mutlak güç sahibi olmak ister, bunun için ölüm makinesi olmak istemeyen genç bir askeri gözünü kırpmadan öldürür. Üstelik saat kullanmamakta ama sorulduğunda saatin kaç olduğunu söyleyebilmektedir. Ayrıca İshak ve Abib’in üzerinde yürüdükleri ipi de Satürn’ü temsil eden bir karakter olarak düşünebiliriz. Çünkü Satürn de şimdiki zamanla gelecek arasında bir Korku İmparatorluğu kurmak ister. Cambazların üzerinde yürüdüğü ip de tıpkı gündelik hayat gibi şimdiki zamanla gelecek arasında kurulmuş bir korku imparatorluğudur. Ustanın söylediği gibi anılara ve rüyalara yer yoktur.
Francisco Goya, Satürn Çocuklarından Birini Yiyor, 1819-1823, duvar sıvası üzerine yağlı boya (sonradan tuvale aktarılmış), 146 cm × 83 cm, Prado Müzesi, Madrid.