İklim Demir Tantoğlu

iklim.demir@klemensart.com

Şamanizmin bir inanç sistemi olup olmadığı tartışılmakla birlikte, sunduğu sembolik anlatım günümüz popüler kültüründe varlığını hâlâ devam ettiriyor. Ural-Altay halkları ile ilişkilendirilen bu fenomen ile ilişkilendirilmiş simgelere gelin birlikte bakalım.

Şamanizm, yalnızca dinler tarihi özelinde değerlendirilebilecek bir fenomen değildir. Günümüzde Şamanizmin bir inanç sistemi olup olmadığı bile tartışılmaktadır. Ruh bilimi, toplum bilimi gibi disiplinlerin de araştırmalarına muhtaç bir alan olarak, sanat tarihçiler ve antropologlar için belirleyici olabilecek etnografik eserler yaratmış bir kültür ürünüdür.

Genellikle Ural-Altay halklarıyla ilişkilendirilen Şamanizm, evrimci teoriler doğrultusunda bilhassa Rus ve İskandinav araştırmacılar tarafından ‘animizmin bir sonraki aşaması, tabiatın kişileştirilmesini esas alan, düalist ruh ve dünya görüşüne dayalı bir inanç sistemi’ olarak tarif edilmiştir. Eliade ise şamanizmi, maddi dünyadan ve anın gerçekliğinden kopuş olarak değerlendirerek, ayini gerçekleştiren şamanı ise daha ziyade nevrotik yanılsamalar düzleminde açıklamıştır.

Şaman (Kam) Davulu ve Üzerindeki Semboller

Şaman, şamanik sistem ile gerçekleştirilen ayinin yöneticisidir. Şaman ayinlerinde davul önemli bir yere sahiptir. Türk kozmolojisiyle önem kazanmış olan bu alet, Yaşar Çoruhlu’ya göre hem İslamiyet öncesi hem de İslamiyet sonrası dönemlerde bağımsızlık sembolü olarak da kullanılmıştır. Davul, ilerleyen süreçte sancak ve tuğ gibi bir iktidar simgesine dönüşecektir. Şamanist düzlemde ise bir kişiye davul vermek, ona Tanrı’dan gelen gücü vermekle eş değerdir. Şaman adaylarının sırra erme rüyalarından birçoğunun dünyanın merkezine, evren ağacının ve evrensel hâkimin bulunduğu yere yapılan mistik bir yolculuk içerdiği bilinmektedir.

Şaman davulunu gösterge-bilim noktasında önemli yapan unsur ise, yapılışından itibaren kullanılan her parçanın bir inanış ve kültür yapısına göndermeler içermesindir. Davulun özünü oluşturan deriden itibaren sembolik parçalardan bir bütüne ulaşılır.

Şaman Davulu Aslında Evren Ağacı’nın Sembolü Mü?

Evren ağacı –başka bir deyişle kozmik ağaç-, hayat ağacı sembolü ile karıştırılmamalıdır. Şamanik düzlemde evren ağacı; dünyanın merkezini, hayatın özünü ve yaratıcı ve şaman arasındaki bir köprüyü işaret eder. Bir nevi geçiş aracı ve evrenin hakimiyetinin simgesidir.

Şaman, davulunun kasnağını yüce güç tarafından düşürülen ağacın dallarından yapar. Davulun kasnağı evren ağacından yapılmış olduğu için şaman davulunu çalmakta olan kişi, dünyanın merkezine ulaşarak, göğe ulaşabilir. Bu açıdan bakılınca davul, aynı zamanda şamanın çeşitli nevrozlar eşliğinde göğe çıkmakta kullandığı evren ağacıdır.

İLGİNÇ BİR NOT: Yönetmenliğini James Cameron’un üstlendiği 2009 yapımı Avatar’da sıklıkla bahsi geçen Eyva isimli ağaç, o dönem sıklıkla hayat ağacı sembolüyle ilişkilendirilmişti. Aslında filmde yer alan ağaç, şamanik gelenekle ilişkilendirilebilecek özelliklere sahip. Evrenin merkezine ulaşmada bir nevi basamak olarak kullanılması bu fikri güçlendirir niteliktedir.

Şaman Davulunda Görülen Ay ve Güneş Sembolleri

Güneş ve ay kültü, Şaman kozmolojisinde önemli bir yere sahiptir. Altay Türklerine ait davullar da özellikle evrene dair simgeler dikkat çekicidir. Davul yatay düzlemde ikiye ayrılmıştır. Bu çizgi dünyayı yer ve gök olarak ikiye böler. Yatay çizginin üzerinde yer alan ay ve güneş, Gök Tanrı inancında Bay Ülgen’i temsil eder. Davul üzerinde görülen yerden yukarıya doğru yükselen çizgi de önceki slaytlarda bahsettiğimiz ‘evren ağacını’ simgeler. Yaşar Çoruhlu yer ve gök mitini, Çin’de görülen Ying Yang ilkesinin Türk kültüründeki yansıması olarak yorumlar.

Petrogliflerde ve Şaman Davullarındaki At Sembolleri

Eski Türk geleneğinde atlar önemli bir yer tutar. Göçerlerin günlük yaşantılarında hayati bir öneme sahip olan bu hayvanlar zamanla kutsallık da kazanmış olmalıdır ki, şamana meşruiyet kazandıran davula işlenmiştir. Jean Paul Roux; atın hem Gök Tanrı için bir adak olduğunu belirtirken, hem de atın gök ile – Bay Ülgen- bağlantı kurabilen bir varlık olduğunu ifade etmiştir. At, ağaç ve yüksek ihtimalle ata binen şamanın bir arada resmedilmesi bu iddiayı güçlendirir. Yakut Şamanı örneğinde ise, şaman sadece göksel yolculuk yapabilmek için değil, denizlere ve dağları aşabilmek için bir ata dönüşür. Kutadgu Bilig’de ise at, zamanın simgesi olarak ifade edilmiştir.

Geyik Sembolü

Hem şaman davulunda, hem de günlük elbiselere işlenen geyik imgesinin, kimi araştırmacılara göre yeri temsil ettiği ifade edilmektedir. Fakat bu kesin bir bilgi değildir. Günlük hayatta Türkler tarafından bir av hayvanı olarak tüketilen geyiğin, davulda görülmesini şamanın kozmik yolculuğunda gıda olarak tüketebilmesi için işlendiği ifade ediliyor. Kut- başka bir ifade ile yaşam için yol azığı olduğu söylenebilir.

Gökkuşağı Sembolü

Şaman davullarında, Bay Ülgen’in dokuz kızının resmedilmesi geleneği mevcuttur. Kaynaklarda bu imgelemenin kullanılmadığı yerlerde, gökkuşağı simgesinin kullanıldığı belirtilmektedir.  Gökkuşağının Ülgen’in kızlarıyla ilişkilendirilmesi, şaman inancının animizm ile bağlantılı geliştiği fikrini kuvvetlendirir.

Güneş Başlı İlah

Güneş başlı şaman olarak nitelendirilen bu sembol, binlerce yıllık geçmişe sahiptir. Şamanist etkiler olduğu düşünülen çizimler, akademik çalışmalarda her zaman bir tartışma konusu olmuştur. Fakat Bernstam, şamanik ayinlere kanıt olarak Fergana Dağları kayalarından ilgi çekici oyma örnekleri yayımlamıştır. Bazı araştırmacılara göre bu simge, kozmik evrene ulaşmayı başararak yolculuğunu gerçekleştirebilmiş şamanın bir simgesidir.

Bozkurt

Şaman davullarında sık sık karşımıza çıkan kurt simgesi, günümüzde bile az sayıda gerçekleşen şaman ayinlerinde kullanılan davullarda görülmektedir. Jean- Paul Roux, kurt kültünün Proto-Türkler ile şekillenmeye başladığından söz eder.  Şaman dualarında bozkurda hitaben dualar edildiği ifade edilirken, şamanın kurda önem vermesinin sebebi olarak yine güçlü bir hayvan olması ihtimali üzerinde durulur. Kurt imgelemi, şamanik düzlemde bulunduğu gibi Türk destanları olan Oğuz ve Ergenekon Destanı’nda da karşımıza çıkar. İslamiyet’e geçiş ile birlikte de kurt kafatasının tuğ olarak kullanıldığı bilinmektedir.