İklim Demir Tantoğlu
Kırmızı Palto isimli performansı ile tanınan sanatçı Nicole L, vefatının ardından Londra'da açılan 'Ben Son Kadın Nesneyim' isimli sergisiyle sanat dünyasında adından söz ettirmeye devam ediyor.
Feminist, Yeni Gerçekci, Pop Art.. Bu akımlar Nicole L için sanat eleştirmenleri tarafından sıklıkla kullanılan tanımlamalar. Kadın heykelleriyle dikkat çeken Fas doğumlu Fransız sanatçı, gündelik hayatımızda belirli fonksiyona sahip ürünleri heykelsi forma soktuğu eserleri ile tanınmaktadır. 1960’lı yıllarda kadının toplumdaki yerini sorgulamak amacıyla, kadın vücudu formunu eserlerinde sıklıkla kullandı. Yine bu yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’ne giden Nicole L, bir röportajında Andy Warhol’dan etkilendiğini de ifade ediyor.
Nicole L, ‘Le Femme Commode.’
Görsel: artsy.net
Londra Camden Art Center’da 2024 yılının son aylarında ‘I Am The Last Woman Object’ (Ben Son Kadın Nesneyim) adıyla açılan Nicole L sergisi, sanatçının 2018 yılındaki vefatından sonra, Avrupa ve ABD’de oldukça ses getirmişti. Çok çeşitli formlarda ortaya koyduğu eserlerinin bir bütün halinde ele alınmasıyla önem kazanan sergi; heykel, kolaj, performans ve resimden oluşan bir izlek üzerinden sanatseverlerle buluşmuştu.
Nicole L’nin Mini TV Kadını
Nicole L’nin eserlerindeki politik kaygının, 1960’lı yıllarda radikal feminizmin bir kolu olarak tanımlanan Kadın Kurtuluş Hareketi’nin filizlendiği ve zaman içerisinde güç kazandığı dönemlere denk gelmiş olması hiç şüphesiz tesadüf olmasa gerek. Yerde oturur pozisyondaki kadın formu işlevsel hale getirilmiş. Birer çekmece olarak ele alınmış göğüslerinin altına yerleştirilmiş televizyonun verdiği mesaj çok açık:
‘Ben son kadın nesnesiyim. Dudaklarımı alabilirsin, göğüslerime dokunabilirsin, karnımı, cinsiyetimi okşayabilirsin. Ama tekrar ediyorum bu son.’
Nicole L, I Am the Last Woman Object
Fotoğraf: ©Nicola L Collection and Archive
Hepimiz Aynı Teniz
Nicole L’nin sanat dünyasında tanınırlığını arttıran işi ise hiç şüphesiz, Wight Adası Festivali için hazırladığı palto ve eldivenler. Katılımcıların İngiltere’nin soğuk ve yağmurlu havasından etkilenmemeleri için hazırladığı kırmızı paltolar ve üzerinde ‘Hepimiz aynı teniz.’ yazan eldivenler, festivalin önüne geçti. Konser sırasında Kırmızı paltolarını ve eldivenlerini giyen kitlenin ‘Hepimiz aynı teniz!’ diyerek bağırmalarıyla eşsiz bir ‘an’ yaşandı. Artık kırmızı paltolar hem Nicole L, hem de etkinlikteki insanlar için sadece bir ‘palto’ değildi.
Paltomu giymek ister misiniz?
Kırmızı paltolarıyla Avrupa’nın çeşitli kentlerinde performanslar gerçekleştiren sanatçı, Tate Modern’e verdiği röportajda gittiği kentlerin sokaklarında gezinen insanlara ‘Paltomu giymek ister misiniz?’ diye sorduğunu ifade ederek, performansı gerçekleştirecek insanları o an, oradan geçenler arasından rastgele seçtiğini vurgulamış. Teklifi kabul ederek kırmızı paltoları giyen kişiler böylece tüm kimliklerinden azade, sadece ‘insan’ oluyor ve sanatçının direktifleriyle bir müzik eşliğinde kentte tur atıyorlardı.
Geçtiğimiz yıllarda hayatını kaybeden Nicole L, Türkiye’de çok tanınmasa da, özellikle ABD’de radikal, yırtıcı ve protest tavrıyla adından söz ettirmeyi başarmış bir isim olarak sanat dünyasına adını yazdırdı.