A. Cevat Uğraş
acevat@gmail.com
Sanatçı Kadınlar Derneği “Kuşlar da Ölür” adlı enstalasyon projesi ile sanayi ve teknolojinin doğa üzerindeki yıkıcı etkilerine karşı direniş çağrısı yapıyor.
ATO Congresium’da açılan ARTNOVA Sanat Fuarı’nda 37 ülke, 1000’e yakın sanatçı resim ve heykelleri ile sanatseverlerle buluştu. Sanatçı Kadınlar Derneği ‘Kuşlar da Ölür’ temalı enstalasyon çalışmasıyla ARTNOVA Sanat Fuarı’nda yerini aldı. Sergide, sanayileşme ve kentsel dönüşüm ile betonlaşan, metal artıklarıyla yaşam alanlarını tehdit eden kentleşme anlayışına metal kuş yuvaları metaforuyla farkındalık yaratılmaya çalışıldığı dikkat çekti. Sanatçı Kadınlar Derneği sanatçıları Asuman İnceayan, Ayşe Ertem, Burçin Savaş, Fulya Turan, Gülcan Acar, H.Suna Sönmezalp, Hale Metin, Hatice Celebcioğlu, Lale Akyol, Leyla Bölünmez Coşkun, Nilgün Sipahioğlu Dalay, Selma Türlü, Sinem Öney, Şükran Ersoy ve Yasemin Coşkun metal kuş yuvaları ile sanayi ile doğanın çatışmasına vurgu yaparak, sanayi atıklarıyla doğanın bozulmasına dikkat çekip, teknolojik atıklardan yapılan kuş yuvalarıyla doğanın içsel düzeninin yok edilişini ve kuşların yaşam alanlarının geri dönülmez bir biçimde daralmasını gözler önüne seriyor.
‘Metal telden’ yapılan yuva
Sanatçı Kadınlar Derneği Başkanı Yasemin Coşkun, serginin ana düşüncesinin bir serçenin yuva yapmak için metal parçasını ağzına alıp yuvasına götürmesinden doğduğunu ifade ederek, ‘Küçücük bir serçe yerde duran bir bağlama telini yuvasına yerleştirmesiyle başladı. O zaman kuş yanıldı dedim. Bir endüstri ürününü, bir teknoloji ürününü alıp yuvasına götürdü. Atar diye bekledim atmadı. Bir anda düşündüm. Ütopik bir şey aslında. Hiç ağaç kalmamış, sadece sanayi artıkları var etrafta. Kuşlar bunlardan da yuva yapmışlar. Ama yuvada ne yumurta var ne kuş var. Çünkü artık doğa bitmiş. Kuş popülasyonu da doğa için çok önemli. Hem bitkiler için, ağaçlar için. O kadar çok zarar görüyor ki! Aslında hep biz diğer hayvanların ölümünü düşünüyoruz ama kuşlar öldüğü zaman da dünya için büyük bir kayıp olacak. Onun için metallerden yuvalar yaptık. Aynı zamanda bu metal yuvaları çelik tellerle yukarıya bağladık. Bu çelik teller, endüstriyi, teknolojiyi, binaları simgeliyor. Yerdeki metal yuvalar da ağaç bulamayan ve bir daha da üzerinde canlı yaşamayan yurtlar oluyor.’ diye konuştu.
‘Doğa bize ait değil, biz doğaya aitiz.’
Coşkun, ‘Kuşlar da Ölür projesi, plastik sanatların estetik gücü aracılığıyla doğanın yıkımını vurgularken, sanatın çevre bilincini artırmadaki rolünün de öneminin altını çiziyor. Ai Weiwei’nin, Olafur Eliasson’ın ve Agnes Denes’in sözlerinde olduğu gibi sanat bu projede doğaya dair bir duruş sergiliyor, insanın doğal dengeye verdiği zararları estetik bir dille sorgulatıyor. Sanatı doğayla yeniden ilişkilendiren bir çağrı olarak izleyiciyi hem duygusal hem de entelektüel bir farkındalık alanına çekiyor. ‘Kuşlar da Ölür’ projesi, sanayi ve teknolojinin doğa üzerindeki yıkıcı etkilerine karşı bir direniş ve farkındalık çağrısıdır. Sanatın gücüyle kuşların yok oluşuna dikkat çekerken, topluma bir mesaj veriyor. Doğa bize ait değil, biz doğaya aitiz.’ ifadelerini kullandı.
Mermi kovanlarından kuş yuvası
Metal kuş yuvası eserinde mermi kovanları kullanan sanatçı Sinem Öney ise savaşlara, savaşların hayatları ve yaşam alanlarını yok etmesine dikkat çekerek, ‘Kuşlar da yuvalarını kendi doğasından koparılarak, teknoloji-sanayi icadı kurşunlardan yapar artık… Ve savaş doğaya, insana her şeyin yapısına zarar verir. Hayallere verdiği gibi.’ diyor.
Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği (BRHD), Tüm Sanat Galerileri Derneği (TÜSGAD), TMMOB Mimarlar Odası ve TMMOB İç Mimarlar Odası’nın destekleriyle Atis Fuarcılık tarafından hayata geçirilen ARTNOVA, 20 Ekim Pazar gününe kadar ATO Congresium’da Ankaralı sanatseverlerin beğenisine açık olacak.

Fotoğraf: A. Cevat Uğraş

Fotoğraf: A. Cevat Uğraş