A. Cevat Uğraş
acevat@gmail.com
Fotoğraf sanatçısı Gülnaz Çolak’ın öğretmenlik yaptığı yıllarda çekmiş olduğu fotoğraflardan oluşan ‘Siyah- Beyaz Anılar’ adlı fotoğraf sergisi AFSAD’da açıldı.
Bir öğretmen alfabeyi, okuma- yazmayı ve hayatı öğrettiği öğrencilerinin, çocuklarının fotoğraflarını çekiyor. Okula her gün fotoğraf makinesini götürüp derste, tenefüste öğrencilerinin fotoğraflarını çekiyor. İşte o fotoğraflar tam 40 yıl sonra geçmişle bugün arasına köprü oluyor Siyah- Beyaz Anılar olarak. Gülnaz Çolak’ın 1980’li ve 90’lı yıllarda öğretmenilik yaparken çekmiş olduğu fotoğraflarından oluşan ‘Siyah- Beyaz Anılar’ adlı fotoğraf sergisi Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği’nde (AFSAD) açıldı. Sergiye fotoğraf sanatçısı İbrahim Demirel, AFSAD üyesi fotoğrafçılar ve fotoğraf dostları katıldı. AFSAD Başkanı Burcu Vardar ve Başkan Yardımcısı Erdal Karaaslan, Gülnaz Çolak’a AFSAD’la geçen 40 yılın emeğine teşekkür olarak plaket takdim etti.
Fotoğraf: A. Cevat Uğraş
‘Üreterek paylaştığım fotoğraflarımla mutluluklar yaşıyorum.’
Gülnaz Çolak, Siyah-Beyaz Anıları’ndan oluşan bir fotoğraf sunumu da yaparak Ankaralı fotoğraf dostlarını 40 yıl öncesine götürdü. Binlerce fotoğraf karesinden sergi için sınırlı sayıda fotoğraf seçtiklerini ifade eden Çolak, Siyah- Beyaz Anılar sergisi düşüncesini şöyle anlatıyor: ‘Öğretmenliğim ve fotoğrafçılığım. Hayatımın iki fenomeni. Eğiterek hayata kattığım öğrencilerim ile gurur duyuyorum. Üreterek paylaştığım fotoğraflarım ile mutluluklar yaşıyorum. Her iki alandaki çalışmalarıma ‘Siyah-Beyaz’ lar egemen oluyor. Öğrencilerim siyah önlük ve beyaz yaka içindeler. Fotoğraf makinem siyah-beyaz film taşıyor. Öncelikle öğrencilerimi, eğitimi ve oyunlarını fotoğraflıyorum. Giderek, alanım genişliyor, insanı, hayatı, mekânı ve olayları kadrajıma alıyorum. Zaman hızla akıyor. Fotoğrafın ayak sesleri değişiyor. 90’ların sonu 2000’lerin başında dijital devrim oluyor. Bir anda benim siyah-beyazlarım ‘nostalji’ evresine çıkıyor. Ve ben bu arada AFSAD üyeliğimin 40. yılını da doldurmuş oluyorum. Yeni, genç, çağdaş fotoğrafçıların siyah-beyaz ile tanışmalarını istiyorum. İşte bu düşünce ile oluşuyor sergim.’
Fotoğraf: A. Cevat Uğraş
‘Fotoğraf çekilen nesneyi öldürmüyor, yaşatıyor.’
1982 ve 2024 yıllarına ait anılarını paylaştığı sergide, banyosunu ve baskısını yaptığı fotoğraflarına olan duygu borcunu ödemeyi düşündüğünü ifade eden Gülnaz Çolak, ‘Zamanı durduran bir makine yok ama, bellek hareketli iken de geçmişin eylemlerini bana hatırlatıyor. Hatta, ay ve gün olarak hatırladıklarım var. Fotoğraf bazı felsefecilerin söylediği gibi çekilen nesneyi öldürmüyor, bilakis yaşatıyor bana göre. Bu nedenle 90’ların sonundan başlayarak değişen bir fotografik devrime adapte olurken, ilk göz ağrım klasik siyah-beyaz günlerimi hiç unutmuyorum. Benim unutmamama karşın genç fotoğrafçıların hayallerine dahi giremeyen bir dönemin ürünlerini sergilemek istedim. Sergideki fotoğraflarım; 1982’den 2004’e kadar geçen sürenin ürünleri. Hepsi film, banyo ve baskı ile gerçekleştirilmiş karelerdir. Bu sergi aracılığı ile fotoğraf dünyama, fotoğraflarıma olan duygu borcumu ödemeyi düşündüm.’ diye konuştu.
Fotoğraf: A. Cevat Uğraş
‘Fotoğrafımın merkezinde insan var.’
AFSAD’a üye olmasını fotoğraf sanatçısı dayısı İbrahim Demirel’in yönlendirmesi ile olduğuna vurgu yapan Çolak, AFSAD’la tanışmasını şöyle anlattı: ‘Yıl 1984’tü. Katılmak ve kabul görmek için, bir bilinen kişinin gerekli olduğu AFSAD’a, dayım İbrahim Demirel’in yönlendirmesi ile adrese gittim. 24 Eylül Cumartesi günüydü. O gün ayın fotoğrafı seçimi yapılacaktı. ‘Buyurun hoş geldiniz’ dediler. Kendimi tanıttım. Söyledim hevesimi. Dağarcığımdaki fotoğraflarımı çıkardım. Seçime götürdüler. Adeta kürsü kurulmuştu. Ağır toplar yerlerini almıştı. Sonra öğrendim isimleri; Kemal Cengizkan, Alparslan Aydın ve Çerkes Karadağ imiş. Utanmaya, mahcup olmaya hazırlanan yüzüm dakikalar ilerledikçe heyecanım, şaşkınlığım ve mutluluğum şeklini almaya başladı. Zira fotoğraflarımdan biri ayın fotoğrafı, birkaç tanesi de sergileme değeri kazandı. Yüreğim yarılacak zannettim. Bu çatının altında daha ne güzellikler, başarılar, ilişkiler ve yaşayacaklarım varmış. Hemen o gün orada formu doldurdum. 347 No’lu üye oldum. Şimdi artık profesyonel işim olan öğretmenliğe ilaveten, bir de amatör işim olmuştu. İşim diyorum. Çünkü AFSAD’ın sosyal, ilerici, demokrat anlayışı içinde, o günlerde yaşanan olayları saptamak, belgelemek ve yayınlamak misyonu vardı. Bu, o güne dek eğitim konusunda çekmekte olduğum fotoğraflarımı çeşitlendirdi. Hani, bir de AFSAD’lı olmanın getirdiği güven duygusu ile birçok eylemin içine girdim. Zaten benim fotoğrafımın merkezinde insan vardır. Ama artık o insanları toplu sosyal ve eylemsizlik içinde belgeliyorum. O anlayış uzun bir süreç ve halen de sürüp gitmekte. AFSAD aracılığı ile dergilere, yazılı metinlere, fotoğraf sergilerine ulaşmam, benim için bir gelişim idi. Süreç içerisinde AFSAD’ın öz eğitimleri, konukları, sosyal projeleri aracılığıyla öğrendiklerimi biraz da olsa estetik değerlere bulayarak üretmeye başladım. Birçok konu başlığı altında düzenlenen sergilerde fotoğraflarımla AFSAD’ı temsil ettim.
Fotoğraf: A. Cevat Uğraş
‘Müteşekkirim.’
Müteşekkirim. Son çalıştığım projede AFSAD ortak mimarlar derneğinin ‘Ankara 20. Yüzyıl Mimarlığı’ konulu belgeseli olup; bu çalışmayı AFSAD’dan aldığım bilgi, deneyim ve ilkelerle çalıştım. Bundan sonra yapacağım çalışmalarda da AFSAD’ın kuruluşu ve ilk yıllarında oluşturduğu anlayış bana yol gösterecektir.40 yıl içinde yaşadıklarımı, yaptıklarımı, sevinçlerimi, üzüntülerimi ve gururlarımı anlatmak herhalde çok uzun soluklu bir yazıyı gerektirir. Son tahlilde; AFSAD’lı olmanın onurunu ve gururunu yaşıyorum. Ne mutlu gelecek nice 40. yılları göreceklere.’
Fotoğraf: A. Cevat Uğraş
Gülnaz Çolak Kimdir?
Fotoğrafa 1982 yılında başladı. 1984 yılından bu yana AFSAD üyesi olan sanatçı, uzun süre eğitim alanında çalıştı. Katıldığı ulusal ve uluslararası fotoğraf yarışmalarında birçok ödül kazandı. Fotoğrafları ulusal ve uluslararası kültür ve sanat dergilerinde kataloglarda, albümlerde ve çeşitli basılı yayınlarda da yayınlandı ve yayınlanmakta.
Kazandığı ödüllerin yanı sıra; slayt gösterileri ve sergilerini konulu olarak hazırlamakta olan Gülnaz Çolak, başlıklarını öncelikle düşünsel ve felsefi boyutta ele alıp, teknik ve estetik bütünlük içinde oluşturmakta.